Ünverdi’den depremin yıldönümü mesajı

İş dünyamız ile birlikte fabrikalarımızı depremzede kardeşlerimize açarak, barınma ve öncelikli ihtiyaçların karşılanması için elimizden geleni yaptık. Allah ülkemizi ve tüm insanlığı her türlü felaketten korusun inşallah” ifadelerine yer verdi. Bu deprem gösterdi ki olmaz diye bir şey yok. AFAD Koordinasyon Merkezi koordinasyonunda tüm kurumlarımızla birlikte hareket ettik. Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, 6 Şubat depreminin yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Asrın felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, yakınlarını kaybeden kardeşlerimizin acılarını paylaşıyorum. Gaziantep ve bölgemizdeki 11 ilimizde 13. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum. 5 milyon insanımızı etkileyen bu büyük felakette her anlamda çok büyük yaralar aldık. “Depremin acısı halen yüreğimizde” diyen Adnan Ünverdi, “6 Şubat sabahı saat 04:17’de çok büyük bir felaket yaşadık. Kelimelerle anlatılamayacak acılar yaşadık. İş dünyasından gelen talepler doğrultusunda Gaziantep Sanayi Odası olarak üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmak hedefiyle, firmalarımızla sektör bazında görüşmelerde bulunarak hazırlamış olduğumuz raporları ilgili Bakanlıklar, kurumlar ve üst kuruluşumuz olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne ileterek çözüme kavuşmasında etkin rol üstlendik. Doğru planlama ve güvenli yapılarla hem kendimizi hem gelecek nesillerimizi koruma altına almak hepimiz için görev, sorumluluk ve en başta bir zorunluluktur. Bu süreçte tek yürek olup eşsiz bir dayanışma örneği gösteren aziz milletimize, canı pahasına gece gündüz demeden arama kurtarma çalışmalarına katılan tüm kuruluşlara, sağlık ve güvenlik çalışanlarına, yardım kuruluşlarına, bölgemizin toparlanması için destek veren kamu kuruluşlarımıza, yanımızda olan herkese çok teşekkür ediyorum. Gaziantep bu süreçte hem yara alan hem yara saran kent oldu ve bizler de ilk günden itibaren sahadaydık. Bu doğrultuda, psikolojik, sosyal ve ekonomik anlamda felaketin yaralarını sarmak ve hasarını onarmak için elimizden geleni yapıyoruz. . Seneler, asırlar geçse de depremin ne zaman ve nerede olacağını bilmiyoruz. GSO Mesleki Eğitim Merkezimizde kardeşlerimizi ağırladık. Üst kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve yerel yönetimlerimizle birlikte deprem bölgesine yönelik yardım kampanyaları düzenledik, depremin en fazla etkilediği yerlerde ihtiyaçların karşılanması için çalışmalar yürüttük. Fabrikalarımızın yıkılması, makine parkurlarımızın zarar görmesi nedeniyle üretimin durduğu bir dönemde; sanayimiz, ticaretimiz, ihracatımız ve en başta hayati faaliyetlerin sürdürülebilmesi için istihdamımızın devamlılığı konusuna sanayiciler olarak öncelik verdik. Allah böylesi bir acıyı bir daha hiç kimseye yaşatmasın” ifadelerini kullandı. Maalesef 50 binden fazla insanımızı kaybettik. Biz en başından da belirttiğimiz gibi her anlamda bölgemizle birlikte toparlanmak ve daha güzel yarınlara kavuşmak için var gücümüzle çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz.

Ünverdi’den depremin yıldönümü mesajı

Allah ülkemizi ve tüm insanlığı her türlü felaketten korusun inşallah” ifadelerine yer verdi. Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, 6 Şubat depreminin yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Asrın felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, yakınlarını kaybeden kardeşlerimizin acılarını paylaşıyorum. İş dünyamız ile birlikte fabrikalarımızı depremzede kardeşlerimize açarak, barınma ve öncelikli ihtiyaçların karşılanması için elimizden geleni yaptık. Maalesef 50 binden fazla insanımızı kaybettik. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Kelimelerle anlatılamayacak acılar yaşadık. AFAD Koordinasyon Merkezi koordinasyonunda tüm kurumlarımızla birlikte hareket ettik. Bu deprem gösterdi ki olmaz diye bir şey yok. Üst kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve yerel yönetimlerimizle birlikte deprem bölgesine yönelik yardım kampanyaları düzenledik, depremin en fazla etkilediği yerlerde ihtiyaçların karşılanması için çalışmalar yürüttük. Allah böylesi bir acıyı bir daha hiç kimseye yaşatmasın” ifadelerini kullandı. Gaziantep bu süreçte hem yara alan hem yara saran kent oldu ve bizler de ilk günden itibaren sahadaydık. “Depremin acısı halen yüreğimizde” diyen Adnan Ünverdi, “6 Şubat sabahı saat 04:17’de çok büyük bir felaket yaşadık. GSO Mesleki Eğitim Merkezimizde kardeşlerimizi ağırladık. Gaziantep ve bölgemizdeki 11 ilimizde 13. İş dünyasından gelen talepler doğrultusunda Gaziantep Sanayi Odası olarak üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmak hedefiyle, firmalarımızla sektör bazında görüşmelerde bulunarak hazırlamış olduğumuz raporları ilgili Bakanlıklar, kurumlar ve üst kuruluşumuz olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne ileterek çözüme kavuşmasında etkin rol üstlendik. . 5 milyon insanımızı etkileyen bu büyük felakette her anlamda çok büyük yaralar aldık. Bu doğrultuda, psikolojik, sosyal ve ekonomik anlamda felaketin yaralarını sarmak ve hasarını onarmak için elimizden geleni yapıyoruz. Biz en başından da belirttiğimiz gibi her anlamda bölgemizle birlikte toparlanmak ve daha güzel yarınlara kavuşmak için var gücümüzle çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz. Bu süreçte tek yürek olup eşsiz bir dayanışma örneği gösteren aziz milletimize, canı pahasına gece gündüz demeden arama kurtarma çalışmalarına katılan tüm kuruluşlara, sağlık ve güvenlik çalışanlarına, yardım kuruluşlarına, bölgemizin toparlanması için destek veren kamu kuruluşlarımıza, yanımızda olan herkese çok teşekkür ediyorum. Seneler, asırlar geçse de depremin ne zaman ve nerede olacağını bilmiyoruz. Fabrikalarımızın yıkılması, makine parkurlarımızın zarar görmesi nedeniyle üretimin durduğu bir dönemde; sanayimiz, ticaretimiz, ihracatımız ve en başta hayati faaliyetlerin sürdürülebilmesi için istihdamımızın devamlılığı konusuna sanayiciler olarak öncelik verdik. Doğru planlama ve güvenli yapılarla hem kendimizi hem gelecek nesillerimizi koruma altına almak hepimiz için görev, sorumluluk ve en başta bir zorunluluktur.