‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. Eskiden sosyal medya mı vardı. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. (Gülüyor. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. - Songül çok güçlü bir kadın. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. ",. . Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Şimdi sekiz yaşında oldular. . Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım.
Senaryo, oyuncu seçimleri ve yönetmen isimlerine de bakarsanız çok efsane kadrolarla efsane işler çıkarıldığını görebilirsiniz. . . - Kirli Sepeti ülkemizdeki dizi formatını tamamen tersyüz eden bir senaryoya sahip. Yaptıkça yapabilme gücünüz ve kendinize olan inancınız artıyor. Büyümelerinin her anına eşlik etmek istiyorum. Aşağıda konumlananların gözünden yukarıdakileri görüyoruz. Zaten bildiğim tek şey oyunculuk, başka ne yapabilirim ki? Emekliliği de yok oyunculuğun, sağlığım yerinde olduğu sürece sevdiğim işlerin içinde olacağım inşallah. - Songül çok güçlü bir kadın. Rolünüzü oynarken bu da ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor mu?Televizyon kariyerimde oynadığım karakterler tek başına var olmaya çalışan kadınları anlatmaya çalışmakla çok özdeşleşti. Şimdi sekiz yaşında oldular. Biraz daha rahatladım; çünkü büyüdüler; okulları, kendi sosyal yaşantıları var. Bu, onun hafızalara kazınan sayısız rolünden yalnızca biri. EN GÜLDÜREN YORUM- Sosyal medyada hakkınızda yazılanları ne kadar okuyorsunuz? Hakkınızda yazılan en ilginç veya sizi en çok güldüren yorum nedir?Çok okumam, öyle bir alışkanlığım yok. Binlerce insanın motivasyonu, ilham kaynağı olmak benim için tarifsiz mutluluk ve doyum kaynağı. ) Etiketlendiklerim önüme düşüyor, okuyorum gördüklerimi. Seyircinin bundan çok hoşlandığını düşünüyorum. ",Rol verdiği karakterler, yer aldığı öykülerle kadınlara esin olan Ayça Bingöl şimdi “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak ekranlarda. Bu bağlamda anlaşabildiğim yapımcılarla ve sevdiğim senaryolarda çalıştım. Bir anlamda hayattaki figüranların başrol olduğu bir dizi. Yıllar içinde yaşamın içinden o kadar çok kadınla sohbet etme şansım oldu ki bu konuyla ilgili. Yaşadığımız ülkede her şey o kadar zor ki bazı şeylerin de kolay hallolmasını istiyorsunuz. Bu da mesleğinizle olan bağınızla ilgili çok şey anlatıyor. Siz ne zaman Ben bu mesleği yapabiliyorum galiba dediniz kendinize?İstikrarla uzun maratonlar koşmayı başarabildiğimden sanırım. Bir şekilde hallettik, kolay olduğunu söyleyemem. Aslında koşullar belirledi o dönem işlerin gidişatını. Artık yeterrrr!!!”BİLDİĞİM TEK ŞEY OYUNCULUK- Oyunculuk mesleğinde kendini ispat etmek ve yer edinmek mutlaka zorlu süreçler. (Gülüyor. Ancak yapılan işlerin içeriklerinin de niteliklerinin de seviyesi oldukça yukarıdaydı. Siz kendisiyle benzerlikler gördünüz mü?Evet kendimi bazı konularda güçlü buluyorum ama hayat bazen sizi mecbur bırakır ya güçlü olmaya o zamanlar pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Daha az iş, daha çok aile ve çocuklar. Ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı bireyler olarak devam etmelerine çok yardımcı olacaktır. Bir yandan çalışıp bir yandan annelik yapmak zor. Ayça Bingöl bugünlerde “Kirli Sepeti”nin Songül’ü olarak pazar akşamları televizyon ekranlarında karşımıza çıkıyor. Devam etme gücümün büyük bir kısmını seyirciden alıyorum. Toplumun her kesiminden insanın bağ kurup özdeşleşebileceği dünyalar yaratıldı. Hem izleyiciye yaşattığı duygular, verdiği mesajlar hem de kişisel yaşam öyküsüyle “Güçlü kadın” tanımlamasının altını sonuna kadar dolduran Bingöl ile ekrandan yaşama doğru keyifli bir sohbet yaptık. Yaşamda esnek ve dayanıklı olabilmelerini önemsiyorum daha çok. Bugüne kadar çoğu senaryoda yukardakilerin hikâyesi ana aks olarak akarken aşağıdakileri yan hikâye unsuru olarak izledik. Anne olduktan sonra hangi işi yaparsanız yapın öncelikleriniz değişiyor. Senaryoda en çok ilgimi çeken de bu konumlandırmalar oldu. Peki onları yaşamda güçlü olmaları için nasıl yetiştiriyorsunuz?Ben ve kızlar, Amazonlar gibi savaştık o süreçlerde. Bazen çocukları da oyuna, kulise, turneye götürdüm. - Zorlu bir doğum süreci yaşamıştınız ama sonrasında hızlıca sahnelere ve ekranlara döndünüz. - Songülün öyküsü yaşamda tek başına var olan, olmaya çalışan kadınlar için de çok önemli. Ancak biz burada esas aşağıdakilerin hayat mücadelelerini, dertlerini, maceralarını, aşklarını ve yukarıdakilerle iç içe geçmiş ilişkilerini izliyoruz. 90’LAR TABİİ Kİ- Hem 90lı yıllarda hem 2000lerin başında hem de günümüz yapımlarında rol almış biri olarak içerik, konu ve samimiyet açısından bir kıyaslama yapacak olursanız hangi dönemi öne çıkarırsınız?90ları ön plana çıkarırım çünkü 90ların sonu 2000lerin başı, içerik ve dizilerin süreleri açısından daha gerçek ve samimiydi. ",. Galiba Songül gibi inatçıyım, en çok bu yönümüz benziyor. ‘AMAZONLAR GİBİ SAVAŞTIK’- İkizleriniz Aylin ve Leyla yaşam mücadelesinin daha başında zorlu evreleri atlatmayı başarmış bireyler. Gelen teklifler için de benim yeni anne olarak çalışma şartlarım belliydi. Güçlü olmak bu unsurları dengede tutarak daha mümkün geliyor bana. Songül, Hayriye, Medine üçlüsünü bağırlarına bastılar. Eskiden sosyal medya mı vardı. Çoğu oyuncu birkaç sene ara verebilirdi ama siz tercih etmediniz. Son dönemde gördüğüm en komik yorum şuydu: “Yeter artık lütfen Ayça Bingöl’e fakir rolleri oynatmayın. Tabii ki bunda özel kanal sayısıyla birlikte projelerin sayısının az olmasının da etkisi vardı. Aslında size, güçlü bir karakter olmasıyla benzediğini düşünüyorum. Koşullara uyum sağlama becerisi yani “rezilyans”. Bu açıdan doğuştan güçlü ve dirençli olduklarını söyleyebiliriz sanırım. Tiyatroya ara vermedim, saat olarak daha rahat.